Bir varmış ,bir yokmuş diye başlar tüm masallar .Masallarda tekerleme, bütünüyle sözcük oyunlarından, birbiriyle pek ilgisi olmayan ama dinleyicinin ilgisini masala çekmek için bir araya getirilmiş sözlerden meydana gelir. Olayın anlatıldığı masala tekerlemeden sonra başlanır.Halk masalları kaynağı, yaratıcısı bilinmeyen masallardır. Toplumun geleneklerini, düşünüş tarzını, zevkini sözlü olarak kuşaktan kuşağa bildirir.
Halk masalları sözlü geleneğe ait ürünlerdir.‘’Masal anaları’’diye adlandırılan kişiler tarafından kendisini dinlemeye hazır topluluklara anlatılırken üretilirler. Masallar sözlü geleneğe dahil oldukları için yüzyıllardır anlatıla anlatıla varlıklarını sürdürmüşlerdir ve bu süreç içerisinde anlatılırken bir masalın varyasyonları (çeşitleri) ortaya çıkmıştır.
Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, develer top oynarken, eski hamam içinde… horozlar tellal iken, pireler hamal iken, ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken, anam düştü beşikten, babam düştü eşikten. Biri kaptı maşayı, dolandım dört köşeyi. Orda ne var dediler, bir köy kurmuş keçiler, kurt köye muhtar olmuş, elini veren kolunu almış, diken verenin gülünü almış, damla verenin selini almış, kovan kovan balını almış. Bir kurtmuş ki sormayın. Talkım vermiş ele, salkımı almış ele, ilk lokmayı aşırmış, ikincisinde çomar. Karşısına dikilmiş, kapanmış mı kapılar. Kapıyı bırakıp, sapı yutmuş, balı bırakmış, hapı yutmuş.Masal tekerlememizi de söyledikten sonra başlayalım masalımızı anlatmaya ;
Bir varmış ,bir yokmuş ,evvel zaman içinde kalbur saman içinde çok güzel masmavi denizlerin çevreledigi,yemyeşil ormanların kuşattıgı,kelebeklerin uçuştugu,kuş seslerinin cıvıldadıgı çok güzel bir ülke varmış.Bu ülkede acımasız,gaddar,bencil,aç gözlü bir padişah varmış.Bu padişahın hükmü süregelirken düşman topraklardan gelen savaşçı uluslar güzel ülkenin cografik konumunun dünya için çok önemli bir yerde olmasından dolayı bu topraklara göz dikmişler.Bu topraklara sahip olabilmek için saldırılar düzenlemeye başlamışlar.Padişah ülkesini kötü yönetiminden dolayı açlık,sefalet ve yoksulluk içinde kalan halkı üzerinde tüm etkisini yitirmiş,halk bu durumdan isyan eder olmuş.Bu durumu peri padişahının oglu uzaktan izler ,çok üzülürmüş .Bir gün peri padişahı ogluna yeter artık üzüldügün , git bu güzel cennet ülkeyi düşmanlardan ve kötü padişahtan kurtar demiş.Lakin bunun için de bir şartım var.Artık peri olmayacaksın bir fani olacaksın demiş .Oglu insanların durumuna çok üzüldügü için bu teklifi kabul etmiş ve ölümlü bir insana dönüşmüş.Daha sonra da yandaşlarını toplayarak bu ülkeye varmış.Halk onu çok güzel karşılamış,kurtar bizi bu padişahtan ,yeter çektigimiz bu çile ,düşmanlarımıza topraklarımızı kendini koruyabilmek adına verecek ,bizleri köle olarak satacak demişler .Peri padişahının oglu da halkın gücünü de arkasına alarak zorlu bir mücadele başlatmış ve çok büyük,çok güç olabilecek nerdeyse hayal olan bir zafer kazanmış .Cennet ülkeyi ve insanlarını hem dış düşmanlardan hem iç düşmanlardan ve kötü padişahtan kurtarmış.
Yıllar yıllar geçmiş.Peri padişahının oglu bu ülkeyi şenlikle,mutlulukla ,neşeyle yönetmiş.Fani olarak ömrünü tamamlamış ve tekrar peri olarak periler ülkesine geri dönmüş .İnsanlar bu peri padişahının oglunu hiç mi hiç unutmamışlar.Onun bu cennet ülkeye yaptıgı yenilikleri,gelişmeleri ,mutlu mesut yaşantılarını ,insan ayrımı yapmadan ülkenin her insanına deger vermesini nesilden nesile hep anlatmışlar,adı hiç unutulmamış .
Lakin günlerden bir gün ülkeye yine dalavereci,her daim yalan söyleyen ,bencil ,çıkarcı bir simsar gelmiş .Bu kişi çevresine kendi gibi insanları toplayarak ülkenin yönetimini ele geçirmiş .Kendini kral ilan etmiş.Egosu o kadar yüksekmiş ki kendini ilahi bir varlık olarak görmeye başlamış.İnsanlara her gün pembe yalanlar söyleyerek o güzel ülkeyi tam bir cehenneme çevirmiş.Astıgım astık ,kestigim kestik hareketleri ile cennet ülkesinin her yerinde korku imparatorlugu hüküm sürdürmeye başlamış .İnsanlar peri padişahının oglunu unutsun,onu kötü görsünler diye iftiralar atıp,onun hakkında yalan hikayeler anlatmaya başlamış.Halkın cahil,ön görüsü olmayan ,herseye inanan saf insanları onun yalanlarına inanarak üstünkörü ona itaat etmeye başlamışlar .Geri kalan okumuş,bilinçli,ön görüsü yüksek ,aklı çalışabilen ,gerçekleri yani kralın çıplak oldugunu görebilen kişiler bu kişinin yaptıklarını,ülkeye ne kadar çok zarar verdigini görüyorlar ,ona inanan insanları aydınlatmaya,bilinçlendirmeye çalışıyorlarmış.Ama ne yaparsa yapsınlar bu halk kötü kralın göz boyamasından ve yalanlarına inanmaktan vaz geçmiyorlarmış .Halkı sefalet içinde sürünürken çıplak kral zevk-ü sefa içinde görkemli sarayında dertsiz,kedersiz yaşayıp gidiyormuş.
Halk sefalet ve yoksulluk içinde kıvranırken çıplak kral ,peri padişanın oglunun savaştıgı düşmanlara ülkenin topraklarını ,mallarını ,mülklerini bir bir satıp,kendi sarayının hazinesini doldurmaya başlamış .Ülke insanları fakirleşirken kral zenginleşiyormuş .Korku imparatorlugu ülkede hüküm sürdügü için kimse sesini çıkaramıyormuş.Ses çıkaranlar zindanlara atılıyor,çeşitli işkencelere maruz bırakılıyormuş .Herkes kendini kurtarma çabasına girmiş ve kimse cennet vatanı düşünemez hale gelmiş .Kuş cıvıltılarının duyuldugu ,kelebeklerin uçuştugu ülkede kimsenin yüzü artık gülmüyor,herkes ne olacak halimiz diye kara kara düşünüyorlarmış .Kralın çocukları da kendi gibi sorumsuz,bencil,çıkarcı ve kötü kişilermiş.Ülkenin tüm zenginliklerine yılan gibi çöreklenip,sömürüyorlarmış .
Ülke fakirlik ve sefalet içinde can çekişirken buna çok üzülen bilinçli kesimin içlerinden seçtigi temsilcileri peri padişahına gidip istekte bulunmuşlar.Bizi bu kötü kraldan kurtar ,sana ne istersen veririz ,ister en güzel kızlarımızı al ,istersen mal mülk ,istersen kurban verelim sana demişler.Peri padişahı bakmış insanoglu her seferinde bir aldatmacanın ,bir kaosun içine düşüyor,dogruyu degil de egriyi tercih ediyor,yalana dolana çok cabuk kanıyor.Bunu önlemenın tek yolu insanı düzeltmek ,ben sizden birşey istemiyorum ,tek istegim insanoglunu türünün devamı ,devam ederken de ferah içinde mutlu,mesut yaşamaları demiş.Aklından da insanı düzeltebilirsem artık yanlışı ,dogruyu seçebilirler,ayırt edebilirler bir daha kendilerini böyle kötü duruma düşürmezler diye geçirirmiş.
Başlamış bunun için çalışmaya.İnsanlara iyiyi ,kötüyü anlatsın ,bilinçlendirsin ,akıl versin diye perilerden en bilge olanınını insanların arasına göndermiş .Bilge peri her gün insanları bilinçlendirmeye çaba gösteriyor ,akıllarını nasıl kullanabileceklerini ,iyiyi kötüyü nasıl ayırt edebileceklerini anlatmaya çalışıyormuş.Günler günler sonra bu çalışma epeyce bir başarılı olmuş ,oldukça fazla insanı bilinçlendirmeyi ,bu kişilerin zihinlerine bir ışık tutabilmeyi başarmış .
İnsanlar artık kralın yaptıklarının kötü oldugunu ,kendilerini hiç düşünmedigini ve sömürdügünü görmüşler ve isyan etmeye başlamışlar.Egitimin gücü cahilligi yok etmeye başlamış .İnsanlar bilinçlenmeye başladıkça kötü ,bencil çıkarcı insanların gerçek yüzlerini görmeye başlamışlar .Eşkiyanın dünyaya hükümdar olamayacagını kanıtlamak istemişler ve hep birlikte kötü kralın sarayının kapısına dayanmışlar .Kötü kral halkın nerdeyse tamamının bilinçlenip ,kandıracak düzeyde aptal kişi kalmadıgını görünce pılını ,pırtısını toplayıp cennet vatandan göç etmiş gitmiş.Geriye çorak ,düşmanlara parsel parsel satılmış topraklar kalmış.Cennet vatanın cennet olmasını saglayan tüm zenginlikler de ,kötü kral sattıgı için düşmanın elinde imiş.Yine de insanların umudu hiç bitmemiş .Var gücü ile çalışıp ,birbirlerini koruyup ,kollayarak ,sevginin ,güzelligin hakim oldugu ,tekrar kuş seslerinin cıvıldadıgı eski cennet vatanlarını yoktan var etmek için çabalamaya başlamışlar ve bu inançlarını hiç kaybetmemişler .Başarabileceklerine inanmışlar,inancın gücü ve azimli çalışma ile iyilik ve sevginin gücünü de yanlarına katarak tekrar güzel cennet vatanlarını kazanıp mutlu,mesut ilelebet yaşamışlar .
Onlar ermiş muradına biz çıkalım kerevetine”
SON ...Masal da burda bitmiş .
Masallar insanlara öğüt vererek,hikayeler anlatarak onlara bir çok şeу öğretirler. Bunlardan biri de okuyan kişinin hауаl dünyasını genişletmek,örnekler göstererek iyiyi ,kötüyü ayırt etme ve iyilik yapmaya,iyi olmaya sevk etmeye yöneltmektir.Masallarla büyüyen çocuklar çok okuyan,çok düşünen ,hayal gücü zengin ve başarıya hazır büyük insanlar olurlar.Kişiye okumayı masallar sevdirir,dinlemeyi ögretir.Verilmek istenen fikri okuyucuya basit masal anlayışı ile çabucak kavratır ve kişi okudugu masalı gerçek hayata farkında olmadan uyarlamaya çalışır .Her masal genelde iyi ve mutlu sonla biter .Sonu kötü biten masallar genelde talep görmez. Her masaldan çıkartabilecegimiz dersler ve güzellikler olmasını var sayarak hayatlarımızın masallar kadar güzel olması ve mutluluk içinde devam etmesi dilegimle ...
Yorumlar
Yorum Gönder