Karadeniz TURU-PART 2

Ertesi gün Hıdırnebi yaylasından Rize'ye çay bahçelerinin arasından geçerek çay fabrikasına ulaştık.Benim de oldugu gibi genelde birçok türk insanının çay tutkusu vazgeçilmezdir.Tiryakisi oldugumuz içecegin çay tarlalarından toplanmasını,getirilmesini,depolanmasını,çayın oluşum aşamalarını ,işlenmesini görüp sonrada fabrikanın çay sunumu ile afiyetle tavşan kanı çaylarımızı içtik .Fabrikanın satış magazasından çeşitli çay alışverişleri yapmayı da ihmal etmedik 



Çay fabrikası sonrası Rize, Çamlıhemşin'de, çam ormanları arasında, 1350 m yükseklikte kurulu Ayder Yaylası tam anlamıyla bir doğal cennet. Zengin bitki örtüsü, dereleri, şelaleleri, şifalı kaplıcaları ve yöresel lezzetleri ve ahşap otelleri ile Ayder, doğa ile bağ kurmak isteyenler için gidilmesi  gereken yerlerden biri.

Çam, kayın ve ladin ormanlarıyla kaplı Ayder Yaylası, yeşilin en güzel tonları ve bol oksijeniyle ziyaretçilerini adeta büyülüyor. Yaylanın dinlendirici etkisinin keşfi ise oldukça eski zamanlara uzanıyor. 1300'lü yıllarda Hemşinliler tarafından kurulduğu bilinen Ayder, daha yükseklerde bulunan gerçek yaylalara yolculuk ederken mola verilen bir dinlenme durağı aslında.

Ayder Yaylası'nın eski çağlardan beri dinlenme yeri olarak kullanılmasında şifalı kaplıca sularının da payı büyük. 250 m derinlikten gelen 50 derece sıcaklığındaki kaplıcalar, yüzyıllardır romatizmal hastalıklardan cilt hastalıklarına kadar pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılıyor. Ayder Yaylası kaplıcaları ile geçmişte olduğu gibi bugün de ülkenin dört bir tarafından misafiri bölgeye çekiyor.

Restoranlarında bölgenin en özel lezzetlerini tadabileceğiniz Ayder Yaylasında, yerel ve doğal ürünler ile yapılan Karadeniz yemeklerini tadabilirsiniz. Mıhlama, hamsili pilav, karalahana sarması ve sütlaç Ayder Yaylası'nda mutlaka denemeniz gereken lezzetlerin başında geliyor.Rize'nin incisi Ayder'i görmeden ölmeyin desem yeridir. Eşsiz manzarası öğlen 4 gibi inen sisle birlikte biz nerdeyiz sorularını sıkça duyabileceğiniz bir yer Ayder Yaylası.

Çamlıhemşin de yeşilin ve mavinin buluştuğu Karadeniz dünyanın en güzel derelerinden birine sahip. Fırtına Deresi.23 kilometrelik bir parkuru olan bu doğal güzellik, Doğu Karadeniz’de yer alan akarsulardan birisi olup, Kaçkar Dağları’nın Karadeniz’e bakan yamaçlarındaki derelerin birleşmesi ile oluşmuş. 57 km uzunluğundaki dere, çay bahçelerine de komşu durumunda.1177,03 km²’lik yüzölçümü ile Doğu Karadeniz’deki en büyük akarsu havzalarından birine sahip olan Fırtına deresinde rafting yapmak bu nedenle çok elverişli.Mayıs ve Haziran aylarında rağbet gören Fırtına deresi Türkiye Rafting Şampiyonası’na da ev sahipliği yapmıştır. Turumuzda rafting yapanları beklerken bizde dere üstünde konumu harika olan resturant da  kırmızı benekli alabalık ve yöresel birçok karadeniz yemeklerini tatma fırsatı bulduk.

Bölgede Zilkale de görülmesi gereken tarihi yerlerden biri.Çamlıhemşin’de Fırtına Vadisi’ne hakim bir noktada kurulmuş olan Zil Kale, Rize Kalesi’nden sonra kentteki en büyük kaledir. Bölgenin  en dikkate değer eserlerinden birisidir. Kale 1. Derece Arkeolojik sit alanı içerisinde yer almaktadır.Kale; dış surlar, orta surlar ve iç kaleden meydana gelir. Dış kalenin kapısına kuzeybatı yönündeki patika bir yolla ulaşılır. Bir teras yardımıyla orta surlar seviyesine çıkılır. Buradan ikinci bir kapı yardımıyla kale içerisine girilir. Orta kale içerisinde üç önemli yapı bulunur. Bunlar muhafız binası, şapel ve baş kuledir. Kulenin dört katlı olduğu duvarlardaki hatıl izleri ve kiriş deliklerinden anlaşılmaktadır. Duvarlar üzerinde doğu (vadi, manzara) yönünde kemerli pencereler, diğer taraflarda mazgal delikleri bulunmaktadır. Kulenin üstünün dendanlı bir teras şeklinde olduğu belirlenmiştir. Zil Kale, kentteki diğer Varoş Kale, Ciha Kale ve Kız Kaleleri gibi hem yörenin, hem de Bayburt’a ulaşan önemli bir ortaçağ kervan yolu üzerinde güvenliği sağlıyordu. Osmanlıların bölgeyi fethinden sonra kalenin kullanılmaya devam ettiği biliniyor. 

Ah ordu’nun dereleri dili olsa da konuşsa.. Bilirsiniz Değirmenler, dereler ve akarsular sayesinde vardır. Ordunun dere kenarlarında da değirmenlere rastlamak mümkün. Eğer yolunuz düşerse yanınıza şortunuzu, piknik yapacak nevaleyi, balık tutacak oltayı ve resim çekilebileceğiniz fotoğraf makinanızı almayı unutmayın.

Ordu Boztepe ;Ordu'da merkezde gezilecek tek yer diyebilirim. Teleferikle veya araçla çıkılıyor. Panaromik Ordu şehir manzası var. Sabah saatlerinde güneş karşıda, akşam saatlerinde güneş arkanızda oluyor



Uzungöl, Trabzon ilinin Çaykara ilçesine bağlı turistik mahalle.Sık ormanları ve doğal güzelliği ile iç ve dış turistleri cezbetmekte. Adını kıyısında bulunduğu gölden alıyor.Bu göl yamaçlardan düşen kayaların, Haldizen deresinin önünü kapatmasıyla oluşmuş.


Uzungöl gerçekten bir doga harikası.Arap turist akınına ugramış durumda ,Nereye gitsen her yer arap turist dolu.Göl içinde yüzen ördekleri,adacıkı ve yeşil dogal florası ile kartpostal görüntüsünde,Yürüyerek veya isterseniz bisiklet kiralayarak da gölün etrafında dolaşmanız mümkün.Biz de bisiklet kiralama şirketinden bisiklet kiralayarak gölün etrafında güzel bir tur attık .
Karadeniz harika görsellikte dogal yapısı,güzellikleri,tertemiz havası,tadı damagınızda kalacak güzellikte yöresel yemekleri,spa etkisi yaratan yaylaları,sımsıcak ve özü mert,kendi dürüst karadeniz insanı ile her zaman gidip görülmesi gereken nadide güzellikte bölgelerimizden biri,Hala bu harika bölgemizi görmeyen varsa muhakkak gidip görsün derim.






<script data-ad-client="ca-pub-2044130004774486" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>