HER 19 MAYIS TA ATAMIZIN İZİNDE

atatürk ün gençlige hitabesinde anlatmak istedigi ana fikir ile ilgili görsel sonucu
Yurdumuz parçalanmış, bölge bölge düşmanlara satılmış, dış güçler tarafından ele geçirilmiş yitik,umutsuz,düşmana yenik düşmüş bir vatanı ve milleti ,yeniden ayaga kaldırmak milli mücadeleye girmelerini saglamak için  tüm zorluklara ve güçlüklere ragmen kalp gücünü  ve millete inancını cesaretine katan büyük önder Mustafa Kemal Atatürk 19 mayıs 1919 da Bandırma vapuru ile yanına neferlerini de alarak Samsun'a ayak basmış ve kurtuluş savaşımızı başlatmıştır.

Büyük önder Atatürk ile  türk halkı  tüm iç ve dış emperyalist güçlere  karşı  büyük bir özveri ,cesaret ,sagduyu ve ölümüne bir mücadele göstererek büyük bir zafer kazanmışlardır.
Bu mücadelenin başladıgı Türkiye Cumhuriyetinin tarihindeki dönüm noktalarından biri olan 19 mayıs tarihini  büyük önder Atatürk bir vatanın gelecegini oluşturan ,millete yön veren gençlere ve ruhu genç kalanlara“Gençlik ve Spor Bayramı” olarak armagan etmiştir.

Mustafa Kemal  Atatürk  Türk milletini ileri götürecek , köhnemiş fikirlere karşı gelecek olanların genç fikirler olduğunu görmüştür. Bu nedenle de “gençlik” kavramı Atatürk için ayrı bir önem taşımıştır.Atatürk gençlerden sık sık bahsederken, yaş sınırı dışında fikri olarak gençliği yani, fikirde yeniliği ifade etmektedir.

O’nun şu sözü çok anlamlıdır:“Genç fikirli demek, doğruyu gören ve anlayan gerçek fikirli demektir.” kısaca gençlik kavramı genel anlamda fikirlerdeki yeniliği anlatmaktadır.

Atatürk “Gençler!Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen gençler!Bir gün bu memleketi sizin gibi beni anlamış bir gençliğe bırakacağımdan dolayı çok memnun ve mesudum”derken Türk gençliğine olan güvenini de anlatmıştır.

Atatürk’ün şu sözleri hepimiz için bir rehber olmalıdır:“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir”demiştir. Atatürk’ü anlamak, yaşadıklarını ve fikirlerini bilmekle mümkün olabilmektedir.

Gelecekte ülke yönetimini devralacak gençlerin, sorumluluk bilinciyle, insan haklarına saygılı, özgür bireyler olarak yetişmelerini sağlamak çok önemlidir.Bu da aile ,egitim ,çevre gibi pek çok unsurla mümkün olabilecektir.

Ülkemizin daima ileri gidebilmesi ,rahat ve ferah içinde yaşanabilir çagdaş ,medeni,laik bir ülke olabilmesi için millî, manevî, ahlakî sorumluluklarının bilincinde olan , bilgisi ve  çalışkanlığıyla örnek olabilecek, geçmişini çok iyi bilen, tarihten dersler çıkarabilen onurlu,çalışkan ,bilimin ve Atatürk ün ilkeleri eşliginde yürüyen bir gençliğe ihtiyacımız vardır.
 Bu gençliği bedenen ve zihnen yön veren ,oluşturan tüm etkenler
( egitim,ögretim,aile,çevre,gelenek,görenek,v.b...) ; beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakımlarından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, özgür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip; topluma ve medeniyet değerlerine duyarlı; yapıcı, araştıran, üreten gençler yetiştirmek doğrultusunda olmalıdır.

üreten aydınlık bilim türk gençleri ile ilgili görsel sonucu
Medeniyet değerlerine sahip, toplumuna yabancı olmayan, dünyadaki gelişmeleri doğru okuyabilen, ülkesinin gelişimine katkıda bulunabilen, sivil düşünebilen bir nesil yetiştirmek, eğitim sisteminin öncelikli hedefleri arasında yer almalıdır.

Atamızın gençlige hitabesi  gelecegimizi oluşturan  gençlere  verdigi önemi açıkca anlatmaktadır.
atatürk ün gençlige hitabesinde anlatmak istedigi ana fikir ile ilgili görsel sonucu
Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler.Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.
Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927


Gençliğin ilk görevi vatanını sonsuza kadar koruyup kollamaktır.Ülkeyi içeriden ve dışarıdan yıkmak isteyecek kişiler ve güçler olacaktır.Türkiye saldırıya uğradığında, şartlar çok kötü olabilir. Düşmanlar dünyanın en büyük güçlerine sahip olabilirler.Ülkenin her köşesi işgal edilmiş, bütün kurumlar görev yapamaz hale gelmiş olabilir. Hatta ülkeye hizmet eden memurlar, devlet adamları ülkeye ihanet etmiş olabilirler. Bu durumlarda dahi güçlü olup ülken için savaşacaksın.Ülkeni kurtarmak için muhtaç olduğun güç, damarlarındaki asil kanda mevcuttur.

                                                                                                   
Büyük lider Atatürk kendisinin gerek istiklâl savaşı gerekse inkılâpları yaparken güç aldığı asıl kaynağın “Türklük” olduğunu Türk gençliğine; “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” diyerek göstermektedir. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi, basit bir metin gibi görünmesine karşılık, çok kapsamlı ve bizzat yaşanmış tarihi bilgiler içermektedir.Edebi ve tarihi yönüyle oldukça  zengin bir metindir.

Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı yaşanmış ve gelecekte de yaşanabilir tüm  iç ve dış tehlikelere, tehditlere, saldırılara ve hain plânlara karşı Türk gençliği daima hazırlıklı ve çağın gerektirdiği bilgilerle donanımlı olarak Türk İstiklâli ve Türkiye Cumhuriyetini koruma azim, ve şuurunda olmalıdır.

Bu durum Atatürk dediği için değil, akıl, bilim ve gerçeklik  böyle olduğu içindir. Büyük Atatürk’ün yaptığı ise bu durumu büyük bir öngörü ile  1927 yılında tespit ederek gençliği uyarmasından, ona görevinin ne olduğunu bariz  bir şekilde hatırlatmasından ve bunu yaparken de kendi yaptığı işleri övmeme, hatta adını bile anmama alçak gönüllülüğünü göstermesinden ibarettir.

Atatürk'ün "Gençliğe Sesleniş"i kaleme aldıktan sonra yakın çevresine ilk okuyuşunu ve bu sırada duyduğu heyecanı da şu dizelerden de anlayabiliriz.

Sayın baylar, sizi, günlerce işlerinizden alıkoyan uzun ve ayrıntılı sözlerim, en sonu tarihe mal olmuş bir çağın öyküsüdür. Bunda, ulusum için ve yarınki çocuklarımız için dikkat ve uyanıklık sağlayabilecek kimi noktaları belirtebilmiş isem kendimi mutlu sayacağım. 

Baylar, bu söylevimle, ulusal varlığı sona ermiş sayılan büyük bir ulusun, bağımsızlığını nasıl kazandığını; bilim ve tekniğin en son ilkelerine dayanan ulusal ve çağdaş bir devleti nasıl kurulduğunu anlatmaya çalıştım. 

Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın ve bu sevgili yurdun her köşesini sulayan kanların karşılığıdır. 
Bu sonucu, Türk gençliğine kutsal bir armağan olarak bırakıyorum




Yüce atamızın gençlere verdigi önemi yansıtan bu dizelerinden de anlaşılacagı üzere Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasında yaşanan zorlukları ,acıları da her zaman göz önünde bulundurarak , her gelen ve gelecek olan 19 Mayısları Atatürk’ün izinde ve ışıgında daima kutlamalıyız .


19 MAYIS GENÇLİK ile ilgili görsel sonucu19 MAYIS GENÇLİK ile ilgili görsel sonucu


 .   KAYNAKLAR
     Kemal AtatürkNutuk 1919-1927 




<script data-ad-client="ca-pub-2044130004774486" async src="https://pagead2.googlesyndication.com/pagead/js/adsbygoogle.js"></script>

Yorumlar